27 Mayıs 2010 Perşembe

Mavi Marmara Akdeniz Sularında....

Gemimiz masmavi Akdeniz sularında yol alırken, biz de gönül dostlarımızla oturduk sohbet ediyoruz... Arabı, Afrikalısı, Avrupalısı, Amerikalısı aynı salonda farklı diller konuşsa da yine de bir yol bulup anlaşıyor... Herkes birbirine memleketinden getirdiiği yiyecekleri ikram ediyor... Bir bayram havası esiyor gemimizde... Mavi Marmara gemisi 50 farklı milletten, toplam 750 kişiyi taşıyor. İrlanda'dan ve Yunanistan'dan gelen diğer gemiler ise 250 kişi barındırıyor. Yani Gazze yolcusu toplam 1000 kişi....
Gazze'ye yardım götüren gemiler toplam 10 bin ton malzeme taşıyor. Bu malzemeler içinde 2104 ton çimento, 750 ton inşaat demiri, 98 adet jeneratör, prefabrik malzeme, diğer inşaat malzemeleri, 16 oyun parkı, ultrason cihazı, röntgen cihazı, ameliyat masası gibi birçok tıbbi malzeme, çeşitli ilaçlar, hırdavat, kırtasiye, tekstil malzemeleri ve gıda malzemeleri  mevcut...
Türkiye'den yola çıkan 5 gemimiz, İrlanda ve Yunanistan'dan gelen diğer 4 gemi ile Gazze açıklarında, Uluslararası sularda buluşarak diğer kardeşlerimizle iki gün içinde kucaklaşıyor olacağız...

Gazze'ye Doğru Demir Aldık...

Antalya'lı gönül dostlarımızın uğurlamalarıyla Mavi Marmara Gemisine bindik, rotamız Gazze...
Antalya'lılar sanki kendi kızını, kardeşini uğurlar gibi bize sarılarak, gözyaşlarıyla arkamızdan dualar ederek yolculadılar...
Hepsinin dilinde aynı şey "Gazze'deki kardeşlerimize selam olsun, size selam olsun!!
16 yaşında Serra adlı Antalyalı kardeşimiz bütün akşam oturmuş elleriyle bize yolluk kurabiyeler bişirmiş.. Bir koca koliyi "Ben gelemiyorum ama beni gönlünüzde götürün" diyerek bana teslim etti...

"Free Gazze!"

Bugün saat 17.00'de Gazze'ye doğru hareket edeceğiz... Herkesin yüzünde bir heyecan, bir çoşku okunuyor.. Arkadaşlardan telefonlar geliyor...Hepsinde bir telaş.. İsrail Hükümeti İnsani Yardım Gemilerinin Gazze'ye girmesine izin vermeyeceğine dair bir açıklamada bulunmuş. Yabancı uyruklu gönüllüleri direkt sınır dışı edeceğini ve Filistin, İsrail asıllı kişileri de tutuklayacağını açıklamış... 50 farklı ülkeden gelen gönüllülerin tek bir amacı var; İsrail kuşatmasını delerek Gazze'ye insani yardım malzemelerini ulaştırmak... Bir insan, komşusu acı içinde kıvranırken nasıl rahat uyuyabilir ki??? Peki biz Filistinin yardım çağrısına cevap vermezsek nasıl bir insan olabiliriz ki? İşte biz bu düşünce ile içimizde çoşku sırtımızı Allah'a yaslıyarak yola çıkıyoruz... Kalbimizde korkuya yer yok..
Bir gazeteci arkadaşın İsrail Demokrasi Partisi Milletvekili Hanin Zabi röportajında tercumanlık yaptım... Kendisine hapse düşmekten korkup korkmadığını sorduk. Sayın Zabi 4 kuşaktır Filistinlilerin İsrail işgalini günbe gün yaşadıklarını artık buna dur demenin zamanı geldiğini söyledi..
Ocak ayında karadan gerçekleştirilen yardım konvoyuna katılmış olan bir arkadaş bize Gazze'de yaşayan Filistinlilerin, en temel ihtiyaçları olan su, elektirik, kanalizasyon sistemi olmaksızın hayatlarını nasıl idame ettirmeye çalıştığını anlattı... Evlerinde bir tek eşya bulunmayan bu insanlara "neyiniz eksik?" diye sormaya utandıklarını söyledi...
Biz bu kadar ferah yaşarken bir insanın bu durumda olmasına nasıl göz yumabiliriz? İşte bu yüzden buradaki 50 farklı milletten 600'e yakın kişi bir ağızdan "FREE GAZZE!" diye haykırıyor.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Gazze Gönüllülerinin Antalya'daki İkinci Günü

Bu sabah Kepez Kapalı Spor salonunda Gazze Hareketinin önderleri bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail Demokrasi Partisi Milletvekili Hanin Zabi, Filistin kökenli Vatikan Başpiskoposu Kapuçi, İngiltere Free Gazze hareketinden Lubna Masaova, Yunanistan Ship To Gazze’den Dimitris, İsveç Ship To Gazze’den Mattias ve Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal katıldı.
Toplantının amacı yerli ve yabancı basın mensupları aracılığıyla bu harekati maddi ve manevi destekleyenlere teşekkür etmek ve tüm Dünya'ya bu harekete katılanların geri adım atmayacağı ve bu yardımların Gazze'lilere ulaştırılacağı mesajını vermek oldu.
Bu konuşmalar sırasında yanımda oturan gözü yaşlı bir hanım bana parmaklarındaki yüzükleri gösterek "bunları bana komşularım Gaze'ye götürmem için verdi.. Verecekleri paraları olmadığı için kendi parmaklarından çıkarıp verdiler ki orada ihtiyacı olanlara vereyim de onlar da satsın" dedi... İşte gönül zenginliği işte insanlık...

25 Mayıs 2010 Salı

Gazze Yolunda İlk Mani...

Dün Akşam geç saatte, İnsani Yardım Vafı liderleri biz gönüllülere üzücü bir haber verdi... Yunanistan'dan katılacak gemiler bürokratik engellere takıldığı için 2-3 gün geecikmeli buluşma noktasına gelebileceklermiş....
Bu da, Türkiye'den kalkacak gemilerin 2 gün gecikmeli olarak Antalya'dan demir alacağı anlamına geliyor...
Bu iki günümüzü değerlendirmek ve özellikle de yurtdışından gelen dostlarımıza Türkiye'yi, Türk insanını tanıtmak için Antalya çevresinde turlar düzenlemeye karar verdik...

İLK DURAK ASPENDOS...
Sabah erkenden Antalya'da yaşayan eski bir dostuma telefon ettim ve kendisi bizi kırmadı Aspendos'a kadar bizi götürüp getirecek otobüsleri ayarladı.. Sevilay'cığım, teşekkür ederim.
Aspendos'a vardığımızda bizi koskocaman bir tiyatro binası karşıladı... Aspendos tiyatrosu Hem Yunan hem Roma mimari özelliklerini bir arada taşıyor... binanın yarısı Yunan tiyatrolarında olduğu gibi yamaca yaslanmış, yamaç bitiminde ise Roma mimarisinde olduğu gibi duvar örülerek bina yükseltilmiş... Aynı anda 15000 seyirci kapasitesi olan bu tiyatro'da yine Romalı döneme ait kemerli kapılar mevcut... Sahnenin arkasında ise dillere destan güzellikte balkonlu bir duvar var... Eski çağlarda Bu balkonlarda heykeller olduğu varsayılıyor... Selçuklu döneminde tiyatro binası restore edilerek kervansaray olarak da bir müddet kullanılmış...
Eveeeettt, buraya gelip de salon akustiğini denemeden ilerlemek bu yapıta hakaret olur düşüncesiyle, o karga sesime aldırmadan "mini mini bir kuş" şarkısını seslendirdim... Akustik muhteşem.. Tek sorun ben şarkı söylemeye başlayınca bir anda tiyatro boşaldı.. Sesim bu kadar mı kötü yoksa seçtiğim şarkıyı mı beğenmedi bu insanlar?
Kalbimin kırılan parçalarını toplayıp Akropol'e doğru yürümeye başladım... Diğer Yunan kentlerinde olduğu gibi Aspendos Akropol'ü tepeye inşaa edilmiş.. Akropol'ün olmazsa olmazları(meclis binası, tapınak, agora) bu şehirde de mevcut.
Aspendos Tarihi hakkında daha detaylı bilgiyi http://tr.wikipedia.org/wiki/Aspendos web sayfasından okuyabilirsiniz..
İyi geceler...

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Gazze Yolunda İlk Durak "Antalya"

Gazze'ye gidecek gemilere binmek üzere Amerika'dan, İngiltere'den Belçika'dan hatta Avustralya'dan ve Türkiye'nin farklı şehirlerinden özgürlük yoluna, barış yoluna baş koymuş tüm katılımcılar saat 20.00 itibariyle Antalya Kepez Spor Salonunda bir araya geldi...
Kadınıyla, erkeğiyle, çerkeziyle, zencisiyle, kürtüyle, asyalısıyla aynı uğurda toplanmış bu insanların arasındaki güzel elektiriği, çoşkuyu kelimelerle anlatmamın mümkünatı yok...